Ayvalık - Cunda

Bir önceki yazıda bayramın son günlerinde Ayvalık'ta olduğumdan bahsetmiştim: Bu benim oraya ilk gidişimdi. Şanslıyım ki annem ve babam iyi birer rehberler ve onlar Ayvalık konusunda oldukça tecrübeliler. İlk başta kaldığımız otelden bahsetmek istiyorum. Otelimizin adı Günebakan Taliani idi. Annem ve babamın üniversiteden arkadaşları işletiyor burayı. Mükemmel bir konumda ve süper bir bahçe içinde eski bir ev aslında burası. Manzara inanılmaz. Yemekler şahane. Ben kaldığımız günler boyunca gün batımını otelde geçirdim; çünkü inanılmaz bir ışık oyununa sahne oluyor. Bizim kaldığımız oda (Deniz) ise dillere destandı. Gali'yle olan aşkımı da Instagram ve Snapchat'ten takip etmişsinizdir belki. :)
Daha önce buraya denize aşık olduğumu yazmıştım sanıyorum. Beach kültüründen çok uzaktayım ve hiç hoşlanmıyorum. Benim gibi düşünen biriyseniz size bir hikaye anlatacağım. Hikaye diyorum; çünkü gerçek olamayacak kadar güzel bir yere gittim. Hayatımda girdiğim en güzel deniz. Su çok soğuk, 20 derecelerde. Kum sahil. Bi' tane derme çatma bir kulübede bira - patates - çay / kahve servisi var. Plaj boyunca 10 kişi var, yok. Yunan radyosundan yunan ezgilerinin sesi geliyor; ama uzaklardan. Bir köpek, bi' de kümes ve etrafta bolca tavuk ve horoz... Denizin içinde de birkaç masa ve sandalye. Hepsi bu kadar. Göl gibi sakin ve duru bir deniz. Girince biraz uyuşuyor insan; ama böyle bir şey yok... Neresi bilmiyorum; sanırım adı bile yok. Off road yapmanız gerekiyor bir süre, hatta aracınız iyi değilse giremeyebilirsiniz çünkü kum patikalarında gidiliyor. Patariçe tarafında; ama koyun başka bir kısmı. Uzak kısımları. Nasıl anlatsam bilemedim. Ama Günebakan Otel'e giderseniz oradan size anlatacaklardır. :)
Son olarak da Cunda'da tavsiye üzerine gittiğimiz Cunda Körfez Restorant'ı anlatayım. Deniz kenarında değil; bir arka sokakta yer alıyor. Mezeleri çok lezzetli, ara sıcaklar ve balık da yeterince güzeldi. Servis de öyle. En son gelen, restorana özel o tatlıya da öldüm, bittim.
Bunlar dışında klasikleşen Taş Kahve, koruk suyu, karadut suyu gibi Ayvalık / Cunda klasiklerine girmiyorum. Onları zaten biliyorsunuzdur. Temel birkaç şey yazmak istedim yalnızca. Ha bi' de Şeytan Kahvesi'ne uğramayı unutmayın.
Bu ilk gidişimdi; ama bir daha kesinlikle gideceğim; çünkü bayıldım, çok sevdim, ayrılmak istemedim. Yaşasın Kuzey Ege!

Nature State of Mind

Hello dears. As of yesterday, I am in heaven. After long hours on the way to Sinop for 2 days and İzmir right after that, I am so happy to say that I came here, Ayvalık for a real vacation. It is great chance to determine your own dates for a vacation.The weather is amazing here. Beaches are quiet now. No traffic jam. I met this cute pie dog: Gali. Playing with him all day long. Had this amazing breakfast, everthing's from the nature. Sipping coffee slowly, with a bottle of mineral water which is my favorite. I have some good news which I'll be announcing soon. These photos were taken before holiday for sure. The photographer was Efe and he has no practice in photography. So that some of them are blur as you can see. It doesn't matter, that's life.
Ps: I will write a post about our hotel here and maybe film a vlog.
Xo