When I am abroad, I have a dressing routine. The shoes are always the first and yet the most essential step for the routine. Because if your feet are not in comfort, the whole trip could be a total mess, you know. I learnt from my previous experiences, so I put two or three perfectly comfy shoes into my suitcase. Plus, the good looking and yet comfort pants with turtlenecks would be a perfect match for an away day. I myself generally don't prefer to bring jeans with me. They are not the best for a long day, I suppose. Anyway, to complete the look, add a piece of fine and flashy jewellery. Plus, oversized coats with a couple of cute beanies. Voila! Ready to discover the marvelious Eze Village. It's like a dream, isn't it?
Yurtdışı gezilerinde, uzun süre yürüyeceğimi göz önünde bulundurarak genelde benzer hatlar üzerinden, küçük eklentilerle giyiniyorum. İşin temel kısmı her zaman ayakkabılar oluyor elbette. Çünkü onlar rahat olmazsa tüm gün eziyete dönüşüyor ki bir gezide başımıza gelebilecek en rahatsız durumlardan biri. O yüzden ben de en rahat ayakkabılarımdan iki - üç tanesini direk valize koyuyorum. Ayakkabıyla beraber iyi gözükeceğini düşündüğüm; ama yine oldukça rahat -kot genelde tercih etmem mesela- bir pantolon ve üzerine de balıkçı yaka, ince bir kazak. Büyük ama ağır olmayan aksesuarlarla da tamamladığım zaman hem rahat, hem de kendimi içinde iyi hissettiğim bir görüntü yaratıyorum. Havanın sıcaklığına göre bir giyilip bir çıkarılan montlar ve bereler de işin eğlenceli kısmı. Üç gün için gittiğim yere on tane mont taşıyamayacaktım tabii ki, hem sıcak tutacak, hem rahatlığından içinde kaybolduğum en yeni kabanım benimleydi bu sefer. Bu fotoğrafları da Eze Köyü'nün en tepesinde çektik. Bazı köyler rüya gibi. Öyle değil mi?


H&M COAT, MANGO TROUSERS, MOD TURTLENECK, NIKE AIR FORCE 1 SNEAKERS, ZARA BEANIE
H&M PALTO, MANGO PANTOLON, MOD KAZAK, NIKE AIR FORCE 1 SNEAKER, ZARA BERE
No comments :
Post a Comment