Nowadays, I wake up into a sunny Istanbul. As you can realize, I've been mentioning the sun a lot on my recent posts. I guess, the weather determines my mood and life these days. Anyway, on Friday when I woke up and saw the sun shining, I needed to give a chance to my loafers. Besides, we were going to celebrate a special occasion. Who cares about the weather even if it's terrible? My boyfriend and I were going to celebrate our 5th anniversary and this year I was the one who were to pick the venues. First, we went to Que Tal Tapas on Tunel for the dinner. I can't think of any place that is so good for Spanish cuisine. Sangria was so good and all the food was so, as well. If you are a latin-lover, you should see the place. After the dinner, we stopped in Wolf Junior which was opened recently. My boyfriend is a great enthusiast of American food; so he got all happy when he saw the menu and got the super-size portions. They also serve re-fill coffee which is a first to me in Istanbul. We will go there for a breakfast since I hanker after the 'egg benedict.' :) By the way, I am getting more and more anxious while choosing a cafe / restaurant in Istanbul, since food sector is growing so fast and over-charging places appear a lot. I've become a person who doesn't prefer to go a new cafe immediately after they're opened. Wouldn't you feel so well when you had full satisfaction by the place that you went for the first time?
Son birkaç gündür İstanbul'da güneş açmış vaziyette ve ben son birkaç post'umda sürekli güneşten bahsediyorum. Hayatımı hava durumu yönlendiriyor sanki. Yine uyanıp pırıl pırıl, açık gökyüzünü görünce loafer'larıma şans vermeden edemedim. Evet, güneş aldatıcı olabilir; ama hava 13 dereceyi gösteriyor, ben havadurumunun yalancısıyım. Üstelik özel bir günü kutlamaya giderken kar, kış, kıyamet olsa da kimin umrunda? Cuma akşamı erkek arkadaşımla 5. yılımızı kutladık. Ben de bu kıyafetlerimi o zaman giydim. Mekan seçmek bu sene benim görevimdi. Önce yemek için Tünel'deki Que Tal Tapas'a uğradık. İspanyol mutfağı sevenler için İstanbul'da daha iyi bir yer düşünemiyorum. Sangria'larımız da enfesti, ortamı da çok neşeliydi. Latin havası kapıdan içeri girdiğiniz anda çarpıveriyor yüzünüze. Neşeli insanlar, kahkahalar falan... Fırsatınız olursa bir tapas'ını yiyin derim. Üzerine de yeni açılan Wolf Junior'da tatlılarımızı yedik. Burası da bir Amerikan mutfağı restoranı. Erkek arkadaşımın Amerikan lezzetleri karşısında mutluluktan uçacağını bildiğim için bizim için çok doğru bir tercih oldu. Porsiyonlar da super size'dı. Üstelik ilk defa re-fill kahveyle karşılaştım İstanbul'da. En kısa zamanda kahvaltı için de uğrayacağız. Gözüm Eggs Benedict'lerde kaldı. Bu arada İstanbul'da artık mekan seçerken çok tedirgin olmaya başladım. Hızla yükselen yeme-içme sektörü maalesef beraberinde şişirme mekanları da getiriyor. O yüzden yeni açılan bir yere uzun zaman gitmemeyi tercih eder hale geldim. Siz de ilk gittiğiniz bir yerden ful tatminle kalktığınızda benim gibi çok mutlu olmuyor musunuz?





MOD COAT (SIMILAR) & JUMPER & SKIRT (SIMILAR), MANGO LOAFERS, POLO GARAGE SCARF, KOTON EARINGS (SIMILAR)
Here is a few photos from our nite
Kutlamamızdan birkaç fotoğraf :)
No comments :
Post a Comment