Arkeolojik Çalışma: Indiana Jones

Herkese güzel haftalar!
   
    Benim hergün biraz daha büyüyen bir DVD koleksiyonu yapmaya çalıştığımı evime gelen/giden arkadaşlarım bilir; zaten bu yazılarımda da belli oldu belki biraz. Kardeşim bana evime ilk taşındığımda 20 DVD'lik  James Bond box set almıştı. Geçenlerde doğum gününde, biz de ona Indiana Jones box set aldık buna karşılık. Indiana Jones'u televizyondan, azıcık falan da olsa herkes izlemiştir sanırım. Ama hafta sonu arka arkaya patlatınca filmleri, tarzınız da etkileniyor o gün için bile olsa. 

    Neyse fazla dağıtmayayım, siz buradan gaza getirecek soundtrack'i açadurun, bir yandan da yazıyı okuyun. İyi eğlenceler!



    Dedim ya bugün biraz etkilendim Indiana Jones olayından falan diye, o etki kendini kıyafetlerimde süet detaylar, koca çizmeler, toprak rengi tonlar ile gösterdi. Genelde kahverengi çevresinde döndüm bugün açıklı koyulu. Tayt ise yeşil, haki gibi daha çok. Kendi mağazamızdan alınma, ortasından çizgi geçiyor, daha pantolon gibi duruyor.





    Makyajıma gelirsek, altın sarısı far üzerine gözümün orta yerinden başlayıp kahverengi kalem çektim. Rimelim ise; tam olarak taytımın yeşilinden.

    Zaten pek çok rengi taşıdığım için yine ruj yerine Vaselin kullanarak hem dudaklarımı nemlendirdim, hem de daha açık renk oldu. (Makyajın detayı, aşağıdaki profilden fotoğraflarda daha belirgin.)


    Parfüm olarak Gucci - Flora kullandım; çok çiçek sevenlere kalıcı çözüm. Ayrıca her zaman parfüme ek olarak bir vücut spreyi kullanıyorum, koluma, saçıma, falan da sıkmak için sürekli. Bugün bu kadar çiçekli koku sürünce, vücut spreyi olarak da Body Shop'ın White Garden'ını seçtim. Çok hafif; ama mis gibi bir koku.





  
  Oje de ise son zamanlarda çok sevdiğim bir renk var, kullanmaya doyamıyorum. Golden Rose'un 136 no'lu ojesi. Metalik, cıva gibi bir rengi var; ama ışığa göre koyu yeşil de parlıyor, gri de, siyah da. Ne ararsan var, bu kadar parladığı için çok geç eskiyor, hemen bakımsız bir görüntü yaratmıyor. Bir de ne giysen uyuyor. Sürekli siyah sürmekten bıkmış ve alternatif arayanlara birebir! 

    Kahverengi görünümüyle tam konseptime uyan, mis gibi badem kokulu, yine Body Shop'un el kremiyle de ojemi sürmeden ellerimi nemlendirdim.



    Küpelerimden ayrıca bahsetmek istedim bugün; çünkü çok sevdim. Hem tam bugünün temasına uyuyor, hem de uzun, uzun ve bir daha uzun. "Zaten bunca kahverengiyi giyerken gümüş renk bir şey olmaz."diyerek altın rengi takılarıma yönelmiştim ki; H&M'den aldığım ve daha takmaya fırsat bulamadığım bu küpeyi gözüme kestirdim. Ayrıca boğazlı ve yakası örme bir kazak giydiğim için kolye takamayacaktım, gösterişli ve uzun bir küpe tam istediğim şeydi.


    Ayrıca yine bugüne özel, saçlarımı da normalde yapmadığımdan farklı bir şekilde kullandım. Geriye doğru kaba bir şekilde köpükledim. Bunun için önce saçınızın biraz nemli olması gerekiyor. Önce suyla biraz geriye doğru şekil vermeye çalışıp; sonra da sert ve ıslak görünüm veren bir köpüğü bolca sıkıp geriye doğru sürünce tamam oluyor. Ben bu sırada çok eğleniyorum nedense.

    Köpük seçiminde de bence en önemli şeylerden biri vasfını belirledikten sonra kokusu. Çok kalıcı kokusu var, parfüm gibi buram buram yayılıyor. Ne alırsanız alın; koklamadan almayın.



    Yukardaki resimde saçımın yandan görümü, makyajım ve küpe hep beraber ve daha net gözüküyor.




    Bütünü anlatma sırası! İçimdeki kazağı öle bayıla aldım, hala da öle bayıla giyiyorum. Sadecik, kahverengi bir kazak; ama yaka kısmı örgü örgü, desen oluşturmuşlar. Üzerimdeki yelek ise süet, annemle babamın tasarımı diyebilirim. Yıldızlı desenleri var. Bugünkü kıyafetimi tamamlamam da en büyük rol onun. Süeter olmayınca çok sıradan bir görünüme dönüşüyor çünkü. Her ikisi de kendi mağazamızdan.


    Kazağımdaki yaka detayını daha yakından gösteren bir fotoğraf bu da. Bu sırada örgünün alt kısmı boş, yani başka bir materyalle falan kapatmamışlar, daha da güzel olmuş.


    Benim en sevdiğim kısımda sıra: Takılarım! İki yüzük de annemin elinden çıkma. Yazmış, çizmiş. Fikir almıştır mutlaka; ama almasa da baştan yaratma konusunda çok başarılı! Saatim bakır kadranlı, erkek saati diye satılan bir saat. Markası Swatch. Kordonu koyu kahve. Saatin önündeki ve arkasındaki yeşil bileklikler Yargıcı'dan, farklı farklı sezonların ama. Şu an yoktur sanırım. Saatin arkasındaki yeşil kordon olanı yine bugünkü konseptime bir gönderme. Kalın, örgü. Ama konsepti en iyi anlatan, en arkadaki kahverengili Alaçatı'dan aldığım bilekliğim. Kalın halatlar ortada bir çapada birleşiyor. Indiana Jones diyoruz, daha ne olsun!





    İlk resimde daha belirgin olsa da olayın tamamını görmek açısından çantamla da bir fotoğraf koymak istedim. Yargıcı'dan almıştım bunu. Hem siyah, hem kahverengi. Koskocaman; ama çok hafif. Genelde büyük çantaların kendisinin ağır olması gibi bir problem var ki, insanı canından bezdiriyor. Bu çanta hem deri detaylı; ama aynı zamanda spor bir tipi var. Kitabımı, defterimi, laptop'ımı, spor eşyalarımı, ne var, ne yok her şeyi taşımakta çok rahat ediyorum. Bir de benden son bir tavsiye bu konuda: Eğer hem siyah, hem kahverengi bir çanta bulursanız kesin alın, kesin! Bütün renklerle çok rahat kullanabileceğiniz bir çanta almış olursunuz.





Ve son olarak çizmelerim... Yine Yargıcı'dan almıştım. Bu çizmeler de hem kahverengi, hem siyah. Bu yüzden hem çantamla, hem her şeyle uyum içinde kullanıyorum. Binici çizmesi görünümlü yağmur botu bu çizme aslında. O bağcıklı kısmı çıkabiliyor. Böylece rengarenk konçlarımla ilerde paylaşacağım yazıların çizmesi haline geliyor. :)

Mutlulukla okuyunuz!

Hamiş: Yarın yine çok ilginç bulacağınızı düşündüğüm bir yazıyı paylaşacağım. Her insan evladının ilgisini çekecek bir konuyla. Takiptakiptakip.








1 comment :

  1. Renkler, yelek, çanta, makyaj... hepsi bi harika!

    ReplyDelete