Bugün giyeceğim kıyafetlerimi düşünürken aklımda "Alice Gold - Runaway Love" çalıyordu. Siz de bu yazıyı okurken arkadan eşlik ederse benle aynı şeyleri hissedebilirsiniz belki okurken. Şarkıyı buraya tıklayarak dinleyebilirsiniz. :)
Geçen gün, çok yakın bir arkadaşım New York'tan aşağıdaki fotoğraftaki tabloyu getirmiş hediye olarak bana. Bu tablonun gelişi, evimdeki bir dolu Manhattan puzzle'ı, habire Friends izlemem bugünki kıyafetlerimi biçimlendirdi sanırım. Çünkü annemin eskiden kalma uzun hırkasını giydim; Rachel (Friends dizisinde Jennifer Anniston'ın oynadığı karakter) stili gibi :) Ve hırkanın bordosunu o kadar beğendim ki ekstra başka bir renkle harmanlamak istemedim. Düz kalsın dedim, sadece siyah-gri ya da bej olsun yanında. Tabii yeşil ama küçük, belki yalnızca benim farkedebildiğim birkaç detayı ekledim hemen.
Kıyafetlerimin kafamın içinde hep bir hikayesi oluyor ya da bir teması oluyor desem daha doğru olur herhalde. Bugün böyle Manhattan, New York, seyahat etmek falan var hep mesela aklımda, dolayısıyla da üstümde. Parfüm olarak da; Calvin Klein kullanayım bugün, diye düşündüm. Hem biraz erkeksi, hem de çok ağır değil. Bugünüme uygun buldum yani. Siyah, mat duruşu bile bugün onu kullanmam için bağırıyor sanki. Markanın New York menşeli olması ise tamamen sonradan aklıma geldi. :)


Son birkaç aydır, özellikle Pastel-Matte ile tanıştıktan sonra normal, parlak ojeyi düz sürmez oldum. Mat oje zaten başından beri sevdiğim bir olaydı; ama piyasada mat oje diye satılanlar aynı gün matlığını kaybedip beni hayal kırıklığına uğrattı hep. Pastel- Matte hızlı kurumaya da yardımcı, oje kurusun diye beklemeye tahammül edemeyenler için birebir. :)
Bir de makyajda eye-liner'ı uzatmak olmazsa olmaz. İnce olsun, kalın olsun farketmez, daha bir asil duruyor gibi geliyor bana. Yukardaki fotoğrafta çok net gözükmüyor ama dikkatli bakarsanız rimelimin yeşil olduğunu seçebilirsiniz. Yine son birkaç aydır sürekli renkli rimel sürer oldum, siyaha veda ettim sanki. Bir farklılık katıyor makyaja. Ama bana sorarsanız çok açık renkli rimellerden kaçın derim yine de. Daha önce bahsettiğim yeşil detaylarımdan biri buydu. Bir diğeri de bilekliklerimden biri. Bugün tüm uyumu yeşil detaylarım yakalamış gibi hissediyorum. Kimse farketmese de sizin bildiğiniz detaylar daha bir özgüven veriyor insana :)
Bir de daha casual olmak istediğim günlerde çok abartılı ruj sürmüyorum. Aksine dudaklarımın rengini açmak hoşuma gidiyor, kendi renginden daha da açık olsun istiyorum. Bunun için "Vaselin"in çikolatalı dudak koruyucusunu kullanıyorum. Hem nemlendiriyor, hem de daha tenimin rengine yaklaştırıyor. Mum gibi bir şey zaten. Aranızda benim gibi herkesin sevdiğinin aksini beğenen varsa diye. :)

Bu sırada, ayağımdaki içten dolgu topuklu sneakerslarım da bu sene en severek giydiğim ayakkabılar oldu. O kadar sevdim ki 2 renk birden edindim :) Yalnız ben direk tayt/skinny altına giymektense daha bol paçalı bir şeylerle giymeyi kendime daha çok yakıştırıyorum. Daha uzun gösteriyor bence :) Ama tabii her türlü kullanıyorum yeri geldikçe. Boynumdaki kolyelerle bilekliklerim ise takım. Kıyafetim çok abartılı olmadığı için, ben de bu gümüş takımlarıma yüklendim. Uzun olan kolyemi, sağdaki resimde olduğu gibi çapraz çanta takar gibi kullanmayı da tercih ediyorum. Aynı gün içinde bir ortada, bir çapraz şekilde sıkıldıkça değiştiriyorum. Saatim çoook eski bir saatti. Kordonu o kadar eskimişti ki parçalandı elimde. Swatch'daki çift dolamalı kordonlarla yeniden yaratılmış gibi oldu. Normalde siyah olan kordonu beyazla değiştirdim. Çift renkli bileklik gibi duruyor ki daha da beğenerek takar oldum. Sağ elimdeki yüzük annemin hediyesi. Parmağımın neredeyse hepsini saran, parlak gümüşten uzun bir yüzük. Sol elimdeki siyah taşlı, yuvarlak yüzüğü ise Santorini'den almıştım. Baktıkça yazı hatırlıyorum. :)
No comments :
Post a Comment